TBMM Başkanı Kurtulmuş’un yönettiği açılım komisyonu toplantısında 35 üyeli, 16 partili yapı konuşuldu. İYİ Parti sürece katılmıyor; süreç dinleme odaklı ilerleyecek.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bugün, “Terörsüz Türkiye” ve İmralı süreci kapsamında kurulması planlanan açılım komisyonu için TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında parti grup başkanvekilleriyle kritik bir kahvaltı toplantısı gerçekleştirdi. Komisyon önerisi, 35 üyeden ve 16 siyasi partiden oluşması planlanıyor. Cumhur İttifakı, komisyon çalışmalarında çoğunluğu sağlamayı hedefliyor.
-
Komisyonun kapsamı ve üye dağılımı: İYİ Parti sürece katılmama kararı aldı ve komisyona üye vermeyeceğini açıklayacak. Önerilen komisyon yapısı, ataması Cumhur İttifakı’na bırakacak şekilde düzenleniyor.
-
Komisyonun adı ve yasallık çerçevesi: “TBMM Çözüm Komisyonu” ya da “Toplumsal Barış Komisyonu” gibi isimler tartışılıyor; özel yasa veya TBMM kararı ile kurulum seçenekleri değerlendiriliyor .
-
Komisyonun işleyişi: İlk aşamada bilgi toplama ve dinleme süreci yürütülecek; olası yasal düzenlemeler yeni yasama dönemine bırakılacak.
-
İmralı heyeti görüşmeleri: DEM Parti heyeti, CHP lideri Özgür Özel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, MHP ve AKP yetkilileriyle görüşmeler yaptı. Pervin Buldan, “Barışın yerleşebilmesi için toplumsallaşması gerekiyor” dedi

Değerlendirme
TBMM’de düzenlenen “Açılım Komisyonu” toplantısı, Türkiye siyasetinde yeniden çözüm süreci benzeri bir atmosferin oluşabileceğine dair güçlü bir sinyal niteliğinde. Numan Kurtulmuş’un öncülüğünde yürütülen bu görüşmeler, her ne kadar “toplumsal barış” temasıyla anılsa da, muhalefetin temkinli yaklaşımı sürecin zorlu geçeceğini gösteriyor. İYİ Parti’nin dışarda kalması, ortak bir uzlaşı zemininin henüz oluşmadığını işaret ediyor. Komisyonun dinleme ve araştırma temelli ilerlemesi, bir yasal zemin oluşturulmadan önce toplum nabzının tutulacağına işaret ediyor. Bu adım, eğer kapsayıcı ve şeffaf yürütülürse, Türkiye’nin demokratikleşme süreci açısından tarihi bir dönüm noktası olabilir. Ancak siyasi irade ve toplumsal güven şart.