TBMM’de “Terörsüz Türkiye” komisyonu hazırlığı başladı. MİT Başkanı Kalın, siyasi partilerle iletişim kurarak Meclis’te yol haritası belirliyor.
“Terörsüz Türkiye” Süreci TBMM’de
TBMM çatısı altında “Terörsüz Türkiye” vizyonunu somutlaştırmak amacıyla bir komisyon kurma süreci başlatıldı. Sürecin önemli aktörü olan MİT Başkanı İbrahim Kalın, ilk olarak MHP, AK Parti ve DEM Parti grubu ile basına kapalı görüşmeler gerçekleştirdi ve kısa süre içinde İYİ Parti ile Yeni Yol Partisi temsilcileri ile bir araya geldi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da süreci yakından takip ederek tüm gruplara koordinasyonlu bir atmosferde yaklaşmayı sürdürüyor. İYİ Parti’nin komisyona dahil olmayacağı belirtilirken, süreçteki temsil ve üye yapılarına dair önemli karar noktaları öne çıkıyor.
Sürecin Kilit Noktaları
-
Komisyonun amacı: terörle mücadelede Meclis’in yasama desteği ve koordinasyonu.
-
Ziyaret edilen partiler: MHP, AK P, DEM P, İYİ P, Yeni Yol, CHP yaklaşan görüşmelerle sürece dâhil edilecek.
-
Komisyonun yapısı: haftada 4 toplantı, istihbarat ve güvenlik raporlarına göre karar alma, dinamik işleyiş hedefleniyor.
Değerlendirme
“Terörsüz Türkiye” süreci, TBMM çatısı altında tüm siyasi partileri kapsayan yapısıyla önemli bir uzlaşı zemini oluşturma potansiyeli taşıyor. MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın partilerle gerçekleştirdiği temaslar, sürecin sadece güvenlik odaklı değil, aynı zamanda demokratik katılıma dayalı şekilde ilerlediğini gösteriyor.
Komisyonun düzenli olarak toplanması ve kararlarını istihbarat birimlerinin raporları doğrultusunda şekillendirmesi, hızlı ve çözüm odaklı bir yapı kurulmasına olanak sağlayabilir. Bu yönüyle TBMM, sadece yasama organı olmanın ötesinde, terörle mücadelede stratejik bir koordinasyon merkezi haline geliyor.
Bununla birlikte, İYİ Parti gibi bazı siyasi partilerin sürece mesafeli durması, komisyonun temsil gücünü zayıflatabilir. Bu durum ilerleyen dönemde alınacak kararların meşruiyeti konusunda tartışmalara yol açabilir ve kamuoyunda güven sorunu yaratabilir.
Genel olarak bakıldığında, “Terörsüz Türkiye” adımı umut verici bir başlangıç olarak değerlendirilebilir. Ancak bu sürecin etkili sonuçlar doğurabilmesi için şeffaflık, kapsayıcılık ve somut eylem planlarıyla desteklenmesi şart. Aksi takdirde süreç, toplumsal beklentileri karşılamakta yetersiz kalabilir ve yalnızca bir politik söylem olarak kalabilir.
