Yetişkin hastalığı sanılan hipertansiyon, ergenlik çağındaki çocuklarda iki kat arttı. Uzmanlar, obezite ve hareketsiz yaşamı suçluyor.
Çocuklarda Hipertansiyon Tehdidi: Son 20 Yılda İki Kat Arttı!
Toplum genelinde bir “yetişkin hastalığı” olarak algılanan hipertansiyon, ne yazık ki modern yaşamın gölgesinde büyüyen çocuklarımız için de giderek artan ciddi bir tehdit haline geldi. Araştırmalar, çocukluk çağı hipertansiyon vakalarının son 20 yılda tam iki katına çıktığını gösteriyor. Peki, bu tehlikeli yükselişin ardındaki sırlar neler? Özellikle ergenlik çağındaki çocukları hedef alan bu sinsi düşmanla nasıl mücadele edilebilir?
Bu hayati sorunun yanıtlarını, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nefrolojisi Kliniği’nden Uzm. Dr. Özde Nisa Türkkan ile yaptığımız özel görüşmede detaylandırdık. Uzm. Dr. Türkkan’ın uyarıları, ebeveynlerin çocuklarının sağlık alışkanlıklarını acilen gözden geçirmeleri gerektiğini gösteriyor.
Hareketsiz Yaşam ve Paketli Gıdalar: En Büyük İki Düşman
Çocuklarda görülen tansiyon yüksekliği vakaları, yaş gruplarına göre farklılık gösteriyor.
Ergenlik Çağında (12 Yaş Üstü) Artışın Sırrı
Uzmanlara göre, hipertansiyon vakalarındaki asıl belirgin artış 12 yaş ve üzeri ergenlik çağındaki çocuklarda gözlemleniyor. Bu artışın temel sebebi ise tamamen modern yaşam alışkanlıkları.
-
Düzensiz Beslenme: Paketli gıda, abur cubur ve yüksek tuz/şeker içeren besinlerin aşırı tüketimi.
-
Sedanter Hayat: Telefon, tablet ve bilgisayar bağımlılığı nedeniyle çocukların yeterince hareket etmemesi ve spor yapmaması.
-
Çocukluk Çağı Obezitesi: Beslenme düzensizliği ve hareketsizliğin doğal sonucu olan obezite, hipertansiyonla el ele ilerleyen modern çağın en yaygın sağlık sorunudur.
Küçük Yaşta (12 Yaş Altı) Farklı Nedenler
Daha küçük çocuklarda ise hipertansiyon genellikle ikincil bir sebebe bağlı olarak ortaya çıkar. Bu yaş grubunda yüksek tansiyonun ana nedeni genellikle böbrek hastalıklarıdır (örneğin tek böbrek, böbrek damar problemleri) veya bazı nadir hormonal/tümör rahatsızlıkları olabilir. Bu durumlar yenidoğan döneminde bile görülebilir.
İhmal Edilirse Kalp ve Beyin Tehlikede!
Çocukluk çağında başlayan ve kontrol altına alınamayan yüksek tansiyon, yetişkinliktekine benzer şekilde vücutta geri dönüşü olmayan ciddi hasarlara yol açar. Uzm. Dr. Türkkan’ın organ hasarı konusunda yaptığı uyarılar, meselenin sadece bir tansiyon ölçümü meselesi olmadığını gösteriyor:
-
Kalp Hasarı: Kalbin kas kitlesini artıran “sol ventrikül hipertrofisi” gibi ciddi kalp rahatsızlıklarına yol açar. İlerleyen dönemde kalp yetmezliğine ve yaşam süresinin kısalmasına neden olabilir.
-
Göz Hasarı: Göz damarlarında hasara neden olan “hipertansif retinopati” bulguları gelişebilir. Bu durum görme bozukluğuna, hatta uzun vadede körlüğe bile sebep olabilir.
-
Beyin Hasarı: Beyin damarlarındaki yapısal farklılıklarla birleştiğinde beyin kanaması riskini artırır ve çocuklarda felç (inme) gelişmesine yol açabilir.
-
Böbrek Hasarı: Böbreklerdeki damarları etkileyerek böbrek yetersizliğine neden olabilir.
Tanı Süreci ve Kritik Ölçüm Farkı
Çocuklarda yüksek tansiyonun belirlenmesi, yetişkinlerden farklıdır. Yetişkinler için normal kabul edilen $120/80\ \text{mmHg}$ gibi bir değer, 10 yaşındaki bir çocuk için yüksek sayılabilir.

Yaşa, Cinsiyete ve Boya Göre Tanı
Çocuklarda normal tansiyon değerleri, hastanın yaşı, cinsiyeti ve boyu baz alınarak özel çizelgeler üzerinden belirlenir. 12 yaşın üstündeki çocuklarda ise tansiyonun kesinlikle $120/80\ \text{mmHg}$’nin üzerinde olmaması beklenir.
Tanıda “Beyaz Önlük” Sendromuna Dikkat
Hastanede ölçülen stres kaynaklı yüksek tansiyon (beyaz önlük hipertansiyonu) olasılığını elemek için, tanı sürecinde ilk olarak evde düzenli tansiyon takibi istenir. Kesin tanı için ise, çocuğun günlük yaşamını sürdürürken 24 saat boyunca tansiyonunu kaydeden tansiyon holteri (Yaşam İçi Kan Basıncı Değerlendirmesi) cihazı kullanılır.
Ebeveynlere Acil Çağrı: Çocuk Nefrolojisine Başvurun!
Uzm. Dr. Türkkan, çocuklarında yüksek tansiyon saptayan ailelerin zaman kaybetmeden bir hekime başvurması gerektiğini belirtiyor. Özellikle çocuklarda yüksek tansiyona sıklıkla böbrek hastalıkları eşlik edebildiği için, ilk başvuru noktası olarak Çocuk Nefrolojisi uzmanları öneriliyor.
Altta yatan herhangi bir hastalık saptanmadığında çocuklara “Esansiyel Hipertansiyon” tanısı konulur ve tedaviye öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri ile başlanır: Daha sağlıklı beslenme, tuz ve paketli gıda kısıtlaması, artırılmış fiziksel aktivite. Bu değişikliklerin yetersiz kaldığı veya çocuğun baş ağrısı, burun kanaması gibi semptomlarla günlük işlevinin bozulduğu durumlarda ise medikal tedaviye geçilmesi elzemdir.
Sağlıklı bir gelecek için, çocuklarımızın hareket etmesini sağlamak ve tabaklarına ne koyduğumuza dikkat etmek, artık sadece bir ebeveynlik tercihi değil, hayati bir zorunluluktur.
Bu konuda detaylı bilgi ve randevu için hastanelerin Çocuk Nefrolojisi kliniklerine başvurabilirsiniz.