Bir Mucizenin Yeni Adresi: Deprem Bölgesinin En Küçük Hak Sahibi Artık Yuvasında
6 Şubat sabahı, Türkiye’nin üzerine çöken o karanlık gecede, bazı hikayeler sadece acıyla değil, mucizelerle de yazıldı. Henüz 5 günlükken, dünyanın en ağır sınavıyla karşılaşan o minicik can, bugün devletin şefkatli ellerinde yükselen yeni yuvasının anahtarını tutuyor. Deprem bölgesinin “en küçük hak sahibi” olarak kayıtlara geçen küçük kız, hüznün ve umudun aynı kapıda buluştuğu yeni hayatına merhaba dedi.
Enkazdan Doğan Bir Umut: 5 Günlükken Başlayan Sınav
Hatırlayanların boğazını düğümleyen o anlarda; 5 günlük bir bebek, anneannesinin kucağında enkaz yığınlarının arasından gün ışığına çıkarılmıştı. Annesini, babasını ve 4 yaşındaki ağabeyini o korkunç depremde yitiren bu küçük mucize, hayata tutunmayı başarmış ancak geride koca bir boşluk kalmıştı. O günden bu yana “deprem bebek” olarak bilinen ve şimdilerde 3 yaşına merdiven dayayan küçük kız, hayatta kalan tek sığınağı olan anneannesiyle birlikte hayata tutundu.
“Devlet, Fırat’ın Kenarındaki Kuzudan da Mesuldür”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, depremde evlerini kaybeden binlerce vatandaş için başlattığı konut seferberliğinde, bu minik emaneti de unutmadı. “Devlet, Fırat’ın kenarındaki kuzunun da hakkından mesuldür” prensibiyle hareket eden yetkililer, tapuda anne veya babasının üzerine kayıtlı olan mülkler üzerinden küçük kızı “en küçük hak sahibi” olarak tanımladı.
Hukuki süreçlerin titizlikle yürütülmesiyle birlikte, minik kızın vasisi olan anneannesi tüm resmi işlemleri tamamladı. Bugün gelinen noktada, o karanlık gecenin ardından doğan bu çocuk, artık modern, güvenli ve sıcak bir yuvanın sahibi.
18 Yaşında Kendi Tapusuna Kavuşacak
Devletin sosyal hukuk devleti anlayışıyla sunduğu bu koruma kalkanı, sadece bir bina inşa etmekle sınırlı kalmadı. Küçük kız, devletin inşa ettiği bu sağlam konutta anneannesiyle birlikte yaşamını sürdürürken, 18 yaşına bastığında konutun tam mülkiyetini ve tapusunu üzerine alacak.
Geleceğe Güvenle Bakmak
Şu an yaklaşık 455 bin hak sahibinin belirlendiği deprem bölgesinde, bu küçük kızın hikayesi hepimize bir şeyi hatırlatıyor: Taş ve beton sadece birer yapı malzemesi olabilir; ancak bir yetimin başını sokabileceği sıcak bir yuva haline geldiğinde, o bina bir milletin vicdanı ve geleceği olur.
O gün 5 günlükken enkazdan çıkan bebek, bugün devletin gözetiminde, güvenli çatısı altında büyüyecek. Bu ev, sadece yıkılan bir binanın yerine yapılan bir konut değil; aynı zamanda yarım kalan bir çocukluğun yeniden inşa edilme çabasıdır.
