DMM’den Sert Tepki: “Türkiye’nin Terörle Bağlantısı İddiası Kötü Niyetli Dezenformasyon”
Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), uluslararası medyada yer alan ve Türkiye’yi hedef alan çarpıcı iddialara ilişkin net bir açıklama yayınladı. Hindistan merkezli bazı medya kuruluşlarında ortaya atılan, “Türkiye’nin Hindistan’daki terör eylemleriyle bağlantılı olduğu, terör gruplarına lojistik, diplomatik ve finansal destek sağladığı” yönündeki yayınlar, DMM tarafından kesin bir dille yalanlandı.
Merkez, bu tür maksatlı yayınların iki ülke ilişkilerini zedelemeyi amaçlayan “kötü niyetli bir dezenformasyon kampanyasının parçası” olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin Terörle Mücadeledeki Öncü Konumu
DMM’den yapılan detaylı açıklamada, Türkiye’nin terörle mücadeledeki küresel rolüne dikkat çekildi. Açıklamada, Türkiye’nin konumu şu ifadelerle netleştirildi:
“Türkiye, her türlü terör eylemini nerede ve kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin kesin bir biçimde reddetmekte, uluslararası toplumla iş birliği içinde terörle mücadelede öncü bir ülke konumunda yer almaktadır.”
Uluslararası Katkılar ve Asılsız İddialar
Açıklama, Türkiye’nin yalnızca ulusal düzeyde değil, uluslararası platformlarda da terörle mücadeleye etkin katkılar sağladığını belirtiyor. Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler Terörle Mücadele Küresel Stratejisi’ne aktif katkı sağladığı ve NATO’nun terörle mücadele politikalarının şekillenmesinde de etkin rol üstlendiği bilgisi paylaşıldı.
Bu somut örnekler ışığında, Türkiye’nin adının herhangi bir ülkeye yönelik radikalleşme faaliyeti veya terör eylemiyle anılması iddiasının tamamen asılsız olduğu belirtildi. DMM, bu iddiaların “tamamen dezenformasyon amaçlı” olduğunu ve hiçbir somut dayanağının bulunmadığını açıkça ifade etti.
Kamuoyuna Önemli Çağrı
Türkiye’yi hedef alan bu tür manipülatif ve asılsız haberlerin, ülkenin uluslararası barış, güvenlik ve istikrara yaptığı önemli katkıları gölgelemeye yönelik çabalar olduğu değerlendirildi.
İletişim Başkanlığı, açıklamasının sonunda kamuoyuna yönelik önemli bir uyarıda bulundu: “Kamuoyunun bu tür dezenformasyon içerikli iddialara itibar etmemesi önemle rica olunur.” Bu çağrı, özellikle sosyal medya ve manipülatif yayınların yaygınlaştığı dijital çağda, vatandaşların doğru bilgiye ulaşma ve asılsız iddialardan korunma gerekliliğini ortaya koyuyor. Türkiye, uluslararası alanda saygınlığını koruma ve dezenformasyonla mücadele etme kararlılığını bu açıklamayla bir kez daha teyit etmiş oldu.
