Türkiye, Helsinki Nihai Senedi’nin 50. yılını kutladı: aktif diplomasi, çok taraflılık ve AGİT güvenlik mimarisine katkı öne çıktı.
Türkiye, Helsinki Nihai Senedi’nin 50. Yılını Kutladı
Türkiye’den barışa ve çok taraflılığa güçlü vurgular
50 Yıl Önce İmzalanan Tarihi Belge
1 Ağustos 1975’te Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de imzalanan Helsinki Nihai Senedi (Helsinki Final Act), Avrupa’da güvenlik, iş birliği ve insan hakları temelinde yeni bir dönemin kapısını aralamıştı. Bu tarihi belge, Doğu ile Batı arasındaki siyasi gerilimlerin yumuşamasına katkı sağladı.

Türkiye İlk İmzalayan Ülkeler Arasında
Türkiye, Helsinki Nihai Senedi’ni imzalayan ilk ülkelerden biri olarak, başından beri Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Süreci’nin (AGİT) aktif bir parçası olmuştur. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Türkiye’nin “bölgesel barışa ve istikrara olan bağlılığını” kararlılıkla sürdürdüğü belirtildi.
AGİT Sürecinde Etkin Katılım
Türkiye, Helsinki süreci ile başlayan AGİT yapılanmasının tüm siyasi, askeri, çevresel ve insani boyutlarına aktif katkı sağladı. Açıklamada, 2025 itibarıyla Finlandiya’nın AGİT dönem başkanlığı üstlendiği hatırlatılarak, Türkiye’nin çok taraflı diplomasiye olan desteğini sürdürdüğü vurgulandı.
Aktif Diplomasi ve Çok Taraflılık Vurgusu
Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye bundan sonra da çok taraflılığa yönelik aktif diplomasi, diyalog ve iş birliği anlayışını kararlılıkla sürdürecektir.”
Bu açıklama, günümüzün çok taraflı krizlerinde Türkiye’nin yapıcı bir rol üstlenmeye devam edeceğinin altını çiziyor.
Barış ve İstikrarın Korunması Çağrısı
Açıklamada, AGİT coğrafyasında karşılaşılan sınamalara rağmen, hukuka dayalı uluslararası sistemin korunması ve geliştirilmesi için barışçıl çabalara devam edileceği ifade edildi. Bu da Türkiye’nin, güvenlik ve istikrarın küresel düzeyde tesisi için diplomatik sorumluluk üstlendiğini gösteriyor.
Türkiye’den Uluslararası İş Birliğine Güçlü Mesaj
Helsinki Nihai Senedi’nin 50. yıl dönümünde Türkiye, geçmişte olduğu gibi bugün de çok taraflı diplomasiye ve diyalog temelli çözüm yollarına öncülük etme kararlılığını net şekilde ortaya koydu. Bu, Türkiye’nin dış politikada barış, iş birliği ve istikrar odaklı yaklaşımının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.