İsrail’in ablukasını kırmaya çalışan Küresel Sumud Filosu’ndaki 15 Türk aktivist, Türkiye’ye getirildi. İstanbul’da aileleriyle buluştular.
İsrail’in operasyonu ve aktivistlerin tahliyesi
İsrail Donanması, Gazze’ye insani yardım götürmeye çalışan Küresel Sumud Filosu’na 1 Ekim akşamı müdahale etti. Filoda yer alan 42 gemi, İsrail güçleri tarafından “yasadışı” olduğu gerekçesiyle ablukaya alındı ve birçok gemideki aktivist hukuksuz şekilde gözaltına alındı.
Bu operasyon sonucunda yaklaşık 131 aktivist işgal altındaki Batı Şeria’dan Ürdün’e geçirilirken, içlerinde 15 Türk vatandaşı da bulunuyordu.
Türkiye’ye dönüş ve karşılanma
Ürdün’ün başkenti Amman’daki Kraliçe Aliye Uluslararası Havalimanı’ndan kalkan Türk Hava Yolları (THY) uçağı, 16:35’te kalkış yaparak 18:50’de İstanbul Havalimanı’na ulaştı. Aktivistler VIP salonunda aileleri, devlet yetkilileri ve vatandaşlar tarafından karşılandı.
Bu buluşma sahnesi, hem duygu yüklü anlara sahne oldu hem de Türkiye’nin diplomatik ve insani duruşuna dair güçlü bir sembol olarak değerlendirildi.
Küresel Sumud Filosu’nun misyonu ve operasyonun sonuçları
Küresel Sumud Filosu, Gazze’ye abluka altında insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan en büyük sivil yardım filosu olarak görülüyor. İsrail ordusu, 42 gemiye el koydu ve gemilerde bulunan aktivistleri Ketziot Hapishanesi gibi noktalara nakletti.
Operasyon, uluslararası hukuk, insani yardım ilkeleri ve devletlerin dış politika tutumları açısından yoğun tartışmalar yarattı. Ayrıca Türkiye’nin aktif diplomatik müdahalesi, kriz yönetimi başarısı ve vatandaşlarını koruma anlayışı açısından dikkat çekti.

Tepkiler ve uluslararası yansımalar
-
Türkiye hükümeti ve diplomatik kanallar, aktivistlerin güvenli tahliyesi için yoğun çaba gösterdi.
-
Sivil toplum kuruluşları, medya ve uluslararası aktörler, olayın “insani kriz”, “uluslararası hukuk ihlali” ve “kuşatma” eksenlerinde ele alınması çağrısında bulundu.
-
Gazze’deki insani duruma dikkat çeken kampanyalar yeniden gündeme geldi ve Filistin meselesine uluslararası kamuoyunun ilgisi yeniden odaklandı.
Ne anlama geliyor?
Bu süreç, Türkiye’nin dış politika pratiğinde vatandaşa dönük koruma, diplomatik etkinlik ve kriz yönetimi kapasitesini bir kez daha sergiledi. Aynı zamanda Filistin meselesine uluslararası arenadaki duyarlılığın hâlâ yüksek olduğunu gösterdi.