MÜSİAD, Diyarbakır’da “Terörsüz Türkiye Çalışma Grubu” kurdu. Kalkınma odaklı ekonomi, OSB yatırımları, yerel raporlar ve sosyal katılımla yeni dönem başlıyor.
Detaylar
MÜSİAD, Diyarbakır’da düzenlenen Şube Başkanları İstişare Toplantısı’nda “Terörsüz Türkiye Çalışma Grubu” kurdu. 81 ilden şube başkanları ile akademisyen, iş insanı ve kanaat önderlerini kapsayan bu yeni yapı, kalkınma odaklı ekonomik bir vizyon sunuyor.

Yeni Dönem: Terörsüz Türkiye Vizyonu
MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir, “Terörden arındırılan bölgelerde OSB’ler, üretim tesisleri ve lojistik merkezleri gelişecek” açıklamasıyla, devlet politikasıyla uyumlu bir kalkınma sürecine dikkat çekti. İzmir Şube Başkanı Gökhan Temur da, “Terörsüz bir Türkiye; yatırım güvenliğini, üretim istikrarını ve toplumsal refahı da beraberinde getirecektir” dedi.
Yerel Raporlar ve Aksiyon Planları
18 ilin şube başkanlarının katkılarıyla hazırlanan raporlar, her ay güncellenerek terörün etkilediği bölgelere özgü stratejiler sunuyor. İlk etapta Gaziantep, Hakkâri, Van ve Şırnak gibi şehirler kapsamlı planlarla ele alınıyor, burada özellikle gençler ve kadınlar için eğitim ve istihdam fırsatları ön planda.
Sivil ve Akademik Katılım
Grup, iş dünyasının yanı sıra fikir, bilim ve kanaat önderlerini içeriyor. Altan Tan, Prof. Dr. Yusuf Kaplan, Prof. Dr. Orhan Atalay gibi isimler görev alıyor. Bu katılım, yerel ihtiyaçların daha kapsamlı ve sürdürülebilir çözümlerle ele alınmasını sağlıyor.
Ekonomik ve Sosyal Etkiler
Bu vizyonla birlikte özel sektör yatırımları hız kazanacak, gençler doğdukları şehirlerde kalacak ve üretime katkı sağlayacak. Bu süreç, bölge ekonomilerinin canlanmasına ve sosyal istikrara katkıda bulunacak.
MÜSİAD’ın Rolü ve Çağrısı
MÜSİAD, bu süreçte öncülük ederek “terörle mücadelede sadece güvenlik değil, kalkınma, sosyal bütünleşme ve istihdam odaklı bir çok yönlü model” ortaya koyuyor. Dernek, tüm kesimleri bu vizyona destek vermeye davet ediyor.
Değerlendirme
MÜSİAD’ın “Terörsüz Türkiye Çalışma Grubu”, güvenlik temelli yaklaşımı ekonomi, istihdam ve sosyal politikalarla birleştiriyor. Bu entegre model, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ekonomik canlılık, bölgesel kalkınma ve toplumsal barış için güçlü bir hamle niteliği taşıyor.