2025 yazında sinema izleyici sayısı %34 düştü. Hem yerli hem yabancı filmler gişede zorlandı. Sinema salonları seyirci kaybıyla krizi derinden hissetti.
2025 Yazında Sinemada Büyük Düşüş: Gişe %34 Azaldı
Sinema salonları, yıllardır yaz aylarını gişe için altın dönem olarak görüyordu. Ancak 2025 yazı, bu beklentiyi tersine çevirdi. Resmi veriler ve sektör temsilcilerinin değerlendirmelerine göre, yaz döneminde sinema izleyici sayısında yaklaşık %34 oranında bir düşüş yaşandı. Bu dramatik azalış, yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde de hissedilen bir trendin yansıması niteliğinde.
İzleyici Neden Azaldı?
Uzmanlara göre bu düşüşün birkaç temel nedeni var:
-
Dijital platformların yükselişi: Netflix, Disney+, Amazon Prime gibi platformlar yaz döneminde güçlü içeriklerle izleyiciyi evde tuttu.
-
Ekonomik faktörler: Artan yaşam maliyetleri nedeniyle seyirci, sinema bileti yerine daha ekonomik eğlence alternatiflerine yöneldi.
-
Film çeşitliliği ve beklentiler: Hem yerli hem yabancı yapımlarda beklenen etkiyi yaratacak büyük gişe filmlerinin azlığı, salonlara ilgiyi düşürdü.
Yerli ve Yabancı Filmler Aynı Kaderi Paylaştı
Düşüş yalnızca Hollywood filmlerini değil, Türk yapımlarını da etkiledi. Gişede uzun süre zirveye oturan büyük prodüksiyonlar çıkmayınca, seyirci sayısı haftalar içinde hızlı bir şekilde geriledi. Özellikle yaz aylarında vizyona giren romantik komedi ve aksiyon türündeki filmler, geçmiş yıllara kıyasla çok daha düşük bilet satışı yaptı.
Salonlar İçin Zor Bir Yaz
Türkiye genelinde birçok sinema salonu, düşen seyirci sayısı nedeniyle yaz döneminde zararına işletme yapmak zorunda kaldı. İşletmeciler, özellikle küçük şehirlerde salonların sürdürülebilirliği konusunda endişelerini dile getiriyor.
Çözüm Arayışları
Sektör temsilcileri, bu gidişatı tersine çevirmek için farklı öneriler sunuyor:
-
Festival ve kampanyalarla seyirciyi salona çekmek
-
Yerli yapımlara daha fazla destek sağlamak
-
Dijital platformlarla ortak gösterim modelleri geliştirmek

Sonbahara Umutla Bakılıyor
Her şeye rağmen gözler şimdi sonbahar sezonuna çevrilmiş durumda. Özellikle ödül sezonuna girilmesiyle birlikte vizyona girecek iddialı filmlerin, sinema salonlarını yeniden hareketlendirmesi bekleniyor.
Ekonomik faktörler kısmına katkı yapmak istiyorum: Aslında sinema bilet fiyatları bir etken elbette ama daha çok 10 liralık çikolatanın 100-200 lira olması, bir suyun 10 lira olması gerekirken 100-150 lira olması bence bilet fiyatından daha çok etkiliyor. Ek olarak, birbirinin kopyası yerli filmler de var mesela, bir filmin suyunu çıkarana kadar 1-2-3-7-8-10 diye götürmeleri, adına film dediğimiz ama filme pek benzemeyen, tüm masrafı toplasan 100 bin ₺’yi geçmeyen ama hem destek alınıp çekilen hem de gişede bunu en kötü ihtimalle 2-3’e katlama hesabı yapılan adına da dram festival sanat filmi denen hiçbir şey anlatmayan filmler olması. Kısacası sinema salonları için daha doğrusu sinemaya insanların gitmesi için kaliteli işlerin çıkması gerekli böyle olunca ben suya 150 değil 1000 lira da veririm. :))