Trump’ın 50 gün içinde barış sağlanmazsa uygulanacak %100 tarife tehdidi ile NATO silahları Ukrayna’ya taşınacak.
Detaylar
ABD Başkanı Donald Trump Pazartesi günü Oval Ofis’te NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile bir araya gelerek Rusya’ya 50 gün içinde Ukrayna’da barış anlaşması imzalaması için süre tanıdığını ve bu süre zarfında anlaşmazlık sürerse %100 ikincil ticari tarife uygulanacağını açıkladı.

Politika Değişimi: Silah Tedariki
Trump, ABD’nin doğrudan savunma amaçlı silah vermekten kaçınırken, NATO müttefiklerine Patriot hava savunma sistemleri ve diğer uzun menzilli silahlar tedarik edileceğini ve bu sistemlerin bedelini müttefik ülkelerin ödeyeceğini belirtti . Bazı ülkeler stoklarında bulunan sistemleri Ukrayna’ya aktaracak, ABD bunları yeniden tedarik edecek.
Neden Önemli?
-
Stratejik Dönemeç: Trump’ın önceki dönemlerinde Ukrayna’ya karşı soğuk olan tavrından net bir dönüş yapması.
-
Müttefik Katılımı: NATO’daki önemli ülkeler (Almanya, Finlandiya, Kanada vb.) planın bir parçası olarak silah verecek .
-
Zorlayıcı Diplomasi: 50 günlük süre ile anlaşma olmazsa, Rusya’ya yönelik enerji ve ticaret ambargolarının derinleştirileceği tehdidi.
Rusya’nın Tepkisi ve Cephe Durumu
Kremlin yetkilileri “tiyatral bir ultimatom” diyerek tepkisiz kaldı. Hatta Rusya, bu süre içinde saldırılarını yoğunlaştırarak Kharkiv, Kryvyi Rih gibi kentlere drone ve füze saldırıları düzenledi.
Uzmanlar Ne Diyor?
Analistlere göre bu 50 günlük süreç, Rusya’ya saldırı operasyonlarını sürdürme ve yeni kazanımlar elde etme fırsatı tanıyor. Ukrayna ise derhal Avrupa’dan silah teslimatlarının hızlanmasını talep ediyor.
Değerlendirme
Donald Trump’ın Rusya’ya verdiği 50 günlük barış süresi ve yaptırım tehdidi, dış politikada sert bir manevra gibi görünse de asıl hedefin iç politikaya yönelik olduğu izlenimini veriyor. NATO’yu devreye sokarak silah tedarikini müttefiklere bırakması, maliyetsiz güç gösterisi yapma çabası olarak okunabilir. Kremlin’in bu çıkışı ciddiye almaması ise tehdidin etkisini zayıflatıyor. Özetle Trump, Ukrayna üzerinden seçmene “güçlü lider” imajı vermeye çalışıyor. Ancak bu hamlenin barışa katkısı henüz belirsiz.