Türkiye, 2025 yılı sonuna kadar iki yeni nükleer santral için uluslararası anlaşmalar imzalamayı hedefliyor. Enerji arz güvenliği, karbon emisyonu ve yerli katkı oranı gündemde.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2025 yılı bitmeden yeni nükleer santral anlaşmaları imzalamayı planlıyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini güçlendirmek ve karbon emisyonunu azaltmak amacıyla 2025 yılı sonuna kadar iki yeni nükleer enerji santrali için uluslararası anlaşmalar imzalamayı hedeflediklerini duyurdu. Bakanlık yetkilileri, yerli katkı oranı yüksek, çevreye duyarlı ve uzun vadeli iş birliği içeren modeller üzerinde çalışıldığını açıkladı.
Rusya, Çin ve Güney Kore ile Görüşmeler Devam Ediyor
Yetkililer, halen yapım aşamasında olan Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nden elde edilen deneyimlerin, yeni projelerde rehber olacağını belirtti. Yeni nükleer santraller için Rusya’nın yanı sıra Çin ve Güney Kore ile teknik görüşmelerin sürdüğü ifade edildi. Projelerde teknoloji transferi ve yerli sanayi katılımı konuları öncelikli başlıklar arasında yer alıyor.
2025 Sonuna Kadar İmzalar Atılabilir
Enerji Bakan Yardımcısı’nın yaptığı açıklamaya göre, fizibilite çalışmaları tamamlanan iki farklı bölgeye yönelik proje teklifleri değerlendirme sürecine girdi. 2025 sonuna kadar anlaşmaların imzalanması hedefleniyor. Yer seçimi konusunda Trakya ve Karadeniz bölgelerinin öne çıktığı bildiriliyor.
Türkiye’nin Enerji Bağımsızlığına Stratejik Katkı
Enerji uzmanları, yeni nükleer santral yatırımlarının Türkiye’nin enerji ithalatına olan bağımlılığını azaltacağını ve enerji arz çeşitliliğine önemli katkı sunacağını vurguluyor. 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda nükleer enerjinin, yenilenebilir kaynaklarla birlikte önemli bir rol oynaması bekleniyor.
Çevresel Etki ve Güvenlik Ön Planda
Bakanlık, tüm projelerin çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreçlerinin şeffaflıkla yürütüleceğini belirtti. Ayrıca, olası risklere karşı uluslararası güvenlik standartlarına uygun sistemlerin kullanılacağı açıklandı. Halkın bilgilendirilmesi ve kamuoyu desteği kazanılması da sürecin önemli bir parçası olacak.