2014’te kaybolan Malezya uçağı MH370 için yeni arama çalışmaları başlıyor. Ocean Infinity, 50 günlük kapsamlı bir deniz tabanı taraması yapacak.
Havacılığın En Büyük Sırrı MH370: Yeni Bir Umut Doğuyor
2014 yılında dünya gündemine bomba gibi düşen ve modern havacılığın en büyük çözümsüz vakası olarak tarihe geçen Malezya Havayolları’nın MH370 sefer sayılı uçağı için arama çalışmaları yeniden başlıyor. Malezya hükümetinin yaptığı resmi açıklama, yıllardır bekleyen yüzlerce ailenin ve havacılık meraklılarının yüreğine yeni bir umut tohumu ekti.
8 Mart 2014 tarihinde, Kuala Lumpur’dan Pekin’e doğru havalanan Boeing 777 tipi uçak, içinde 12 Malezyalı mürettebat ve 227 yolcuyla birlikte radardan kayboldu. Geriye sadece esrarengiz bir sessizlik ve binlerce kilometre karelik bir arama alanı kaldı. Tam on yıl sonra, Malezya Ulaştırma Bakanlığı, tarihin en kapsamlı su altı operasyonlarından birinin startını verdiğini duyurdu.
Okyanusun Derinliklerinde 50 Günlük Kritik Görev
Yeni arama sürecinin detayları, bu girişimin ne kadar kararlı olduğunu gösteriyor. Bakanlık, Ocean Infinity adlı ABD merkezli robotik şirketinin bu kritik görevde yer alacağını açıkladı. Şirket, ileri teknolojiye sahip otonom su altı araçları (AUV) ile biliniyor ve daha önce de MH370’in aranmasında rol oynamıştı.
Planlanan operasyon, deniz tabanında tam 50 gün sürecek kapsamlı bir taramayı içeriyor. Bu süreçte, uçağın kaybolduğu düşünülen Güney Hint Okyanusu’nun derin ve zorlu sularında santimetre santimetre inceleme yapılacak. Arama çalışmalarının bu ay (Aralık) sonunda, 30 Aralık itibarıyla başlayacağı belirtildi. Bu, kayıp uçağın akıbetinin aydınlatılması adına atılan en somut ve iddialı adım olarak görülüyor.
Neden Şimdi? Yeni Kanıtlar mı Var?
Uçağın kaybolmasından hemen sonra başlatılan uluslararası arama operasyonu, tarihin en pahalı ve geniş çaplı deniz araması olmasına rağmen sonuçsuz kalmıştı. Yıllar süren sessizliğin ardından, arama çalışmalarının yeniden başlatılması akıllara “Yeni ve güçlü kanıtlar mı ortaya çıktı?” sorusunu getiriyor.
Malezya hükümeti, 2024 yılında yaptığı bir açıklama ile bu konudaki duruşunu netleştirmişti: “Eğer yeni ve güçlü kanıtlar sunulursa, soruşturmayı yeniden açmaya hazırız.” Ocean Infinity gibi bir şirketin devreye girmesi ve bu denli kapsamlı bir operasyonun planlanması, hükümetin bu “yeni kanıt” şartının bir şekilde karşılandığına işaret ediyor olabilir. Teknik gelişmelerin ve yeni jeolojik verilerin, uçağın olası çarpma alanını daha kesin bir şekilde belirlemeye yardımcı olduğu düşünülüyor.
Unutulmayan 239 Hayat ve Kapanması Gereken Bir Perde
MH370, havacılık güvenliği protokollerini kökünden sarsan, ders kitaplarına girecek bir gizem olarak kaldı. Uçağın neden rotasından saptığı, iletişim sistemlerinin kim tarafından ve neden kapatıldığı gibi temel sorular hala cevap bekliyor. Uçağın parçaları olduğu düşünülen bazı enkazlar daha önce Hint Okyanusu kıyılarında bulunmuştu, ancak uçağın ana gövdesi ve kara kutuları hiçbir zaman tespit edilemedi.
Bu yeni arama, sadece teknik bir operasyon değil; aynı zamanda 239 kurbanın ailesi için de bir vicdan borcu ve son bir umut kapısıdır. Kayıp yakınlarının çektiği acı, ancak uçağın bulunması ve gerçeğin açığa çıkmasıyla hafifleyebilecektir.
Tüm dünya, Ocean Infinity’nin robotik filolarının, havacılığın bu büyük ve soğuk sırrını 50 gün içinde okyanusun dibinden çıkarıp çıkaramayacağını merakla izleyecek. Belki de 2014’te açılan bu karanlık perde, nihayet kapanacaktır.
