Ijen Yanardağı: Kükürt Uğruna Ömründen Otuz Yıl Verenlerin Sessiz Çığlığı
Gündelik iş hayatınızın stresinden şikâyet ederken, dünyanın bir köşesinde insanlar kelimenin tam anlamıyla hayatlarından otuz yıl kaybetme riskiyle, hatta anında ölümle burun buruna çalışıyor. Endonezya’nın aktif volkanı Ijen Yanardağı, sadece doğanın sunduğu muhteşem “mavi alevleriyle” değil, aynı zamanda dünyanın en tehlikeli ve en az kazandıran işlerinden birine ev sahipliği yapmasıyla da tanınıyor: Kükürt madenciliği.
Maceracı YouTuber Dara Tah, bu “dünyanın en ölümcül işi”ni bizzat deneyimlemek için Ijen’e uçtu. Gördükleri, deneyimledikleri zorluklar ve işçilerin dayanıklılığı karşısında dehşete kapılan Tah, bu acı gerçekliği “bir kabus” olarak nitelendirdi.
Cehenneme İniş: Zehirli Gazların Ölümcül Dansı
Ijen’deki maden, volkanın kraterinin derinliklerinde yer alıyor. İşçilerin karşılaştığı ilk ve en büyük tehlike, volkanın derinliklerinden sızan zehirli sülfürik gaz bulutları.
Dara Tah ve ekibi gaz maskesi kullanmalarına rağmen, gazların ciğerlerini yaktığını ve gözlerinin şiddetle yaşardığını aktardı. Tah, bu gazların bir kısmının anında öldürücü olduğunu, hayatta kalanların ise akciğer hasarı ve diğer kronik hastalıklar nedeniyle ömrünü otuz yıla kadar kısalttığını belirtiyor. İşçiler, her vardiyada rüzgarın lütfetmesini umarak nefeslerini tutmak zorunda kalıyor; zira Ijen’de nefes almak, kelimenin tam anlamıyla hayatınızdan çalmak anlamına geliyor.

Asit Gölü Tuzağı: Doğanın En Ölümcül Suyu
Madene giden yol üzerindeki bir başka ölümcül engel ise, Ijen Krateri’ndeki devasa asit gölü. Dünyanın en büyük yüksek asitli krater gölü olarak bilinen bu göl, görsel olarak çarpıcı mavi bir renge sahip olsa da, içindeki sülfürik asit konsantrasyonu inanılmaz derecede yüksektir.
Tehlikenin boyutunu göstermek isteyen Tah, bir metal çiviyi göle daldırdı. Sonuç şok ediciydi: Çivi saniyeler içinde köpürerek erimeye başladı. Tah, “Metale bunu yapıyorsa, bir insana ne yapacağını hayal edin,” diyerek işçilerin her adımda ölümcül bir tuzağın kenarında yürüdüğüne dikkat çekti. Yanlış bir adım, anında erime ve ölüm anlamına geliyor.
Kükürtün Doğuşu ve Zahmetli Çıkarılışı
Kükürt, ilaçlardan pillere, hatta kozmetik ürünlerine kadar geniş bir kullanım alanına sahip değerli bir kimyasal maddedir. Ijen’de madenciler, volkanın dibindeki sülfürik gaz birikimini yakalamak için borular yerleştirirler. Borulardan çıkan gaz, hızla katılaşarak parlak sarı kükürtü oluşturur.
Dara Tah, bu kükürtü kazma ve parçalama işleminin bile, sürekli üzerinize vuran zehirli gaz bulutları altında son derece yorucu olduğunu ve sürekli nefes tutmayı gerektirdiğini anlattı. Tah, “Buranın ne kadar iğrenç olduğunu tarif etmek imkânsız. Bu, bu adamlar için bir kabus,” diyerek madenin insani koşullardan ne kadar uzak olduğunu vurguladı.

Yetişkin Bir Adamın Yükü, Çeyrek Dolarlık Ücret
Madencilik kısmı tamamlandıktan sonra, işin en zorlu ve ölümcül safhası başlıyor: Çıkarılan kükürtü volkan kraterinden yukarı taşımak.
İşçiler, topladıkları kükürtü (yaklaşık bir yetişkinin ağırlığına denk gelen) iki hasır sepete dengeli bir şekilde yükleyerek, omuzlarında dik bir patikada yukarı taşıyorlar. Günde iki kez tekrarlanan bu eziyetli yolculuk, Dara Tah’ın başaramadığı son engel oldu. Yükün ağırlığı ve sürekli nefes darlığı nedeniyle sadece 400 feet (yaklaşık 120 metre) sonra durmak zorunda kalan YouTuber, “Bu, denediğim en zor şeylerden biriydi. İnanılmaz derecede ağır. Omuzlarıma dayanılmaz bir acı veriyor,” diyerek pes etti.
En acı gerçek ise, bu inanılmaz fiziksel ve hayati riski içeren çabanın karşılığıydı: Tah, çıkardığı yaklaşık bir buçuk kilo kükürtün değerinin yalnızca 0.25 dolar olduğunu görünce sömürünün boyutunu anladı.
Dara Tah, Ijen işçilerini “inanılmaz derecede güçlü insanlar” olarak tanımlarken, aynı zamanda “maalesef bu tür bir işte sömürüldüklerini” vurguladı. Ijen, modern dünyanın endüstriyel talepleri karşılanırken insan hayatının nasıl hiçe sayıldığının, hayatta kalmak için ne kadar büyük risklerin göze alındığının acı bir simgesi olarak kalmaya devam ediyor.