Moody’s’ten Türkiye İçin “Kademeli İyileşme” Reçetesi
Küresel piyasaların yakından takip ettiği kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, yayınladığı son “Global Yapılandırılmış Finans” raporunda Türkiye ekonomisine dair merakla beklenen rakamları paylaştı. G20 ülkelerini kapsayan değerlendirmede Türkiye; enflasyondaki düşüş trendi ve büyümedeki istikrarlı ivmesiyle dikkatleri üzerine çekti.
Büyümede Kademeli ve Dengeli Artış
Moody’s’in projeksiyonlarına göre Türkiye ekonomisi önümüzdeki üç yıl boyunca vites yükseltecek. Raporda öngörülen büyüme rakamları şöyle:
-
2025: %3,2
-
2026: %3,4
-
2027: %3,5
Bu veriler, Türkiye’nin küresel çaptaki zorlu ekonomik koşullara rağmen dayanıklılığını koruyacağını ve büyüme patikasında “yumuşak bir inişten” ziyade istikrarlı bir tırmanışa geçtiğini gösteriyor.
Enflasyon Canavarı Dizginleniyor mu?
Ekonominin en büyük gündem maddesi olan enflasyon konusunda da Moody’s’ten iyimser bir tablo geldi. Kuruluş, Türkiye’de dezenflasyon sürecinin meyvelerini vermeye devam edeceğini öngörüyor.
-
2025 hedefi: %35 (artı/eksi %2 marjla)
-
2026 tahmini: %22
-
2027 vizyonu: %18,5
2027 yılı için telaffuz edilen %18,5 rakamı, tek haneli enflasyon yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor. Moody’s’e göre sıkı para politikasının sürdürülmesi ve yapısal reformlar, bu düşüşün ana yakıtı olacak.
Küresel Ölçekte Türkiye’nin Konumu
Raporda sadece Türkiye değil, dünya devlerine dair öngörüler de yer aldı. G20 gelişmekte olan ülkelerin ortalama %4 civarında büyümesi beklenirken, Türkiye’nin %3,5 bandındaki hedefi, dengeli bir toparlanma olarak nitelendiriliyor. ABD ekonomisinin %2, Euro Bölgesi’nin ise %1,3 bandında seyretmesi beklenen bu süreçte, Türkiye’nin büyüme potansiyeli yatırımcılar için güven tazeleyici bir unsur.
Güven ve İstikrar Vurgusu
Moody’s’in bu raporu, Türkiye’nin son dönemde uyguladığı rasyonel ekonomi politikalarının uluslararası arenadaki karşılığını gösteriyor. Enflasyonun kademeli olarak gerileyeceği beklentisi, hem hanehalkı hem de reel sektör için daha öngörülebilir bir geleceğin kapısını aralıyor. Ancak bu hedeflere ulaşmak için sıkı mali disiplinden taviz verilmemesi kritik önem taşıyor.
