İstanbul’daki barajlarda su seviyesi kritik noktalara düştü. İSKİ’nin son verileriyle birlikte baraj doluluk oranlarını ve su tasarrufu için yapmanız gerekenler.
Bugünlerde Türkiye’nin en büyük şehiri İstanbul’da barajlardaki su seviyeleri, endişe verici bir tablo sergiliyor. Özellikle yaz aylarının başlaması ve kuraklık riski, su kaynaklarının sürdürülebilirliği konusunda önemli soruları gündeme getiriyor. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından açıklanan veriler, bu sorunun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da Barajlar Kritik Seviyede
İSKİ’nin güncel verilerine göre, İstanbul’a su sağlayan barajlardaki toplam doluluk oranı oldukça düşük seviyelerde. Geçen yılın aynı dönemine göre daha az olan bu seviyeler, şehrin su ihtiyacını karşılamada yaşanabilecek olası zorluklara işaret ediyor. Özellikle Pabuçdere ve Kazandere gibi bazı barajlarda doluluk oranları neredeyse minimum seviyelere inmiş durumda.
Yağış Azlığı ve Artan Tüketim Etkisi
Bu durumun en önemli nedenleri arasında, son dönemde yaşanan yağış azlığı gösteriliyor. Kış ve ilkbahar aylarında beklenen yağışların gerçekleşmemesi, barajlardaki su seviyelerinin yükselmesini engelledi. Aynı zamanda, yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan buharlaşma ve su tüketimi de bu seviyelerin daha da düşmesine neden oluyor.
Su Tasarrufu Çağrıları
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İSKİ yetkilileri, su kaynaklarının korunması ve olası bir su sıkıntısının önüne geçilmesi için vatandaşlara önemli uyarılarda bulunuyor. Yapılan çağrılarda, günlük hayatta su tasarrufu yapmanın önemi vurgulanıyor. Bireysel olarak alınacak basit önlemlerin, suyun verimli kullanılmasına büyük katkı sağlayacağı belirtiliyor.
Olası Senaryolar ve Önlemler
Eğer yağışlar beklenen seviyelerde gerçekleşmezse ve su tüketimi artmaya devam ederse, su kesintileri gibi kısıtlayıcı önlemlerin gündeme gelebileceği belirtiliyor. Bu nedenle, mevcut su kaynaklarının etkin bir şekilde yönetilmesi ve yeni su kaynakları oluşturulması için çalışmalar yürütülüyor. Ancak, en etkili çözümün, her bireyin suyun değerini anlaması ve su tasarrufunu bir yaşam biçimi haline getirmesi olduğu vurgulanıyor.
