Avro Bölgesi’nde düşük faiz etkisiyle şirket kredileri %3, tüketici kredileri %2,5 artış gösterdi. ECB’nin faiz kararları piyasaları şekillendiriyor.
Avro Bölgesi’nde Düşük Faiz Etkisi Kredilere Yansıyor
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz oranlarını uzun süredir düşük seviyelerde tutma stratejisi, Avro Bölgesi’nde hem şirket hem de tüketici kredilerinde belirgin bir artışı beraberinde getiriyor. Ağustos 2025’te şirket kredileri yıllık bazda %3 oranında büyürken, tüketici kredileri de %2,5 oranında artış gösterdi.
Şirket Kredilerinde Hızlı Büyüme
Temmuz ayında şirket kredilerinin yıllık bazda büyümesi %2,8 olarak ölçülmüştü. Ağustos’ta bu oran %3’e ulaşarak, Haziran 2023’ten bu yana kaydedilen en yüksek artış olarak dikkat çekti. Bu durum, şirketlerin düşük faiz avantajını kullanarak yatırım, genişleme ya da nakit yönetimi amaçlı kredi taleplerini artırdığını gösteriyor.
Tüketici Kredileri de Yükselişte
Tüketici kredileri de artış trendine katıldı. Temmuz ayındaki %2,4’lük artış, Ağustos’ta %2,5’e çıktı. Bu eğilim, hanehalkının harcama eğiliminin, düşük faiz ortamında kredi kullanımını desteklediğini işaret ediyor.
Para Arzı ve Enflasyon Tablosu
Avro Bölgesi’nde M3 para arzı, yıllık bazda Ağustos ayında %2,9 artarken, ekonomistler beklentisi %3,3’tü. Bu arz artışı, para politikalarında sınırlı likidite büyümesini işaret edebilir.
Enflasyon cephesinde ise temmuzda %2, Ağustos’ta %2,1 seviyesine çıkıldı. ECB’nin hedeflediği enflasyon sınırı %2 düzeyinde.
ECB Faiz Politikası ve Beklentileri
ECB, mevduat faizini Haziran 2024’ten bu yana toplam 8 kez indirerek bölgedeki faizleri düşük seviyelere çekti. Mevcut mevduat faizi şu anda %2 seviyesinde. Ancak Temmuz ve Eylül aylarında faiz indirimlerine ara verdi.
30 Ekim’de yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısı, piyasadaki enflasyon görünümüne göre önemli olacaktır. Enflasyonun %2 hedefiyle uyumuna bağlı olarak ECB’nin faizleri sabit tutması bekleniyor.

Riskler ve Dikkat Edilmesi Gereken Unsurlar
-
Aşırı borçlanma riski: Düşük faizler şirketleri ve bireyleri borçlanmaya teşvik etse de, sürdürülemez bir borç yükü ekonomik kırılganlık yaratabilir.
-
Para arzı zayıf seyir: M3 para arzındaki artış, beklentilerin altında olduğundan likidite baskısı da doğurabilir.
-
Enflasyon baskısı: Enflasyon hedefin üstüne çıkarsa, faiz artışı baskısı yeniden gündeme gelebilir.
-
Ekonomik şoklara açık yapı: Küresel krizler, enerji fiyatları ya da tedarik sorunları gibi dışsal riskler düşük faiz ortamını bozabilir.