Yüksek Riskli 3 Ürün Grubunda Yeni Düzenleme
E-ticaret ve ithalat alanında “güvenli ürün” temelli denetimlerin kapsamı genişliyor. Ticaret Bakanlığı’nın 20 Ekim 2025 tarihli genelgesiyle, yüksek risk taşıdığı tespit edilen üç ürün grubu—ayakkabı, oyuncak ve saraciye—posta veya hızlı kargo yöntemiyle ülkeye giriş açısından “basitleştirilmiş gümrük beyannamesi” çerçevesinde kısıtlamaya tabi tutuldu.
Bu düzenlemeyle birlikte, ilgili ürünleri sipariş etmiş tüketicilere “iade hakkı” tanınması bekleniyor; yani bu ürün gruplarından bir sipariş verdiyseniz ve söz konusu kargo yöntemiyle geliyorsa, iade süreci devreye girebilecek durumda.
Neden Bu Ürün Grupları?
Denetimler ve laboratuvar analizleri sonucunda bu üç ürün grubunda güvenlik, sağlık ve standartlara uyum konusunda ciddi eksikler bulundu. Örneğin oyuncaklarda küçük parça ayrılması, kullanıcının güvenliği için risk teşkil eden yapılar tespit edildi.
Ayakkabı ve saraciye ürünlerinde ise kimyasal maddeler, tespit edilen toksik içerikler ve işçilik standartlarının gerisinde kalma durumu ön plana çıktı.
Böylece bu üç başlık “yüksek riskli” olarak sınıflandırıldı ve ithalat-kargo süreçlerinde yeni kurallar yürürlüğe girdi.
Tüketici Ne Yapmalı?
-
Eğer bir oyuncak, ayakkabı ya da saraciye ürünü sipariş ettiyseniz ve ürün posta veya hızlı kargo ile geliyorsa, bu düzenleme kapsamında olabilirsiniz.
-
Ürün geldiğinde güvenlik standartlarına uymadığını düşünüyorsanız —örneğin beklenmeyen kimyasal içerikler, kırılganlık ya da standarda uygun taşıma/ambalaj eksikleri gibi— iade hakkınızı değerlendirebilirsiniz.
-
E-ticaret platformları ve satıcılar da artık bu ürün gruplarına yönelik güvenlik sorumluluğu taşıyor; ürünlerin güvenliğine dair belgelerin sağlanması ve platformlarda gerekli bilgilendirmelerin yapılması önem kazanıyor.
Sonuç
Bu düzenleme, e-ticaretin hızla büyüdüğü ve yurtdışından getirilen ürünlerin tüketiciye ulaşma süreçlerinin kısaldığı bir dönemde güvenlik ve tüketici koruma açısından oldukça kritik bir adım. Tüketiciler açısından bu, yalnızca “alışveriş yaparken fiyat/ürün seçimi” meselesi olmaktan çıkıyor; aynı zamanda “ürün güvenliği”, “kargo yöntemi”, “menşei” gibi faktörler daha görünür hale geliyor.
Satıcı ve platformlar için ise global tedarik zinciri bağlamında belgelendirme, denetim ve uyumluluk süreçleri öne çıkacak. Bu üç ürün grubu özelinde yapılan düzenleme, güvenli olmayan ürünlerin ülkeye girişinin önlenmesi ve zaten sipariş edilmiş olanların kontrol altına alınması yönünde somut bir uygulama olarak değerlendirilebilir.
