MGK bildirisiyle terör duvarının yıkılacağı vurgulandı, “terörsüz bölge” hedefi ön plana çıktı. Türkiye, güven ve istikrarla yoluna devam edecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından yayımlanan bildiri, “milletimizin istikbalinin önündeki terör duvarının yıkılması” vurgusuyla dikkat çekti.
Toplantının Arka Planı ve Vurgu
Toplantıda, PKK/KCK, PYD/YPG, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütlerinin yanı sıra milli birlik, devlet bekası, uluslararası gelişmeler masaya yatırıldı.MGK bildirisi, TBMM çatısı altındaki faaliyetlerin de katkısıyla “terörsüz Türkiye” hedefini yeniden öne çıkardı ve bu hedefe ulaşma iradesinin teyit edildiğini bildirdi. ruş sergilenecek. Ayrıca, Türkiye’nin bölgesel çatışmalara sürüklenme gayretlerine karşı mücadelesi güçlü şekilde vurgulandı.
Dış Politika ve Bölgesel Mesajlar
MGK bildirisi metni, yalnızca iç güvenliği değil, dış politikayı da içeriyor. Suriye’nin toprak bütünlüğü, Irak’ın istikrarı, bölgesel çatışmaların yayılması riski gibi konular yeniden ele alındı. Bildiride ayrıca:
-
Komşular arasındaki çatışmaların Türkiye lehine dengelenmesine destek verileceği,
-
Kıbrıs meselesinde Türk tarafının egemen eşitlik temelinden vazgeçmeyeceği,
-
Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin barışın inşası rolünü üstlenmeye hazır olduğu
gibi hususlar açıkça yer aldı.
Örneğin bildiride, “Türkiye barışın tesisi için daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazırdır” ifadesi öne çıkarıldı. Ayrıca, Azerbaycan-Nahçıvan arasındaki ulaşım hattının önemi, Ermenistan ile normalleşme adımları ve Bosna-Hersek’in anayasal düzenine verilen destek de vurgulanan dış politika başlıkları arasında.
Mesajın Özeti ve Önemi
Bu bildiride öne çıkan temel mesaj, güven ve istikrarın sürekli kılınması, “terör duvarının” tamamen yıkılması ve Türkiye’nin bölgesel aktörlerle ilişkilerinde güçlü, kararlı tutumunu sürdürmesidir. İç politika ile dış politikanın birbirini tamamladığı bir perspektifle, Türkiye’nin hem sınırları içinde hem de sınır ötesi düzlemde terörle mücadelede yeni bir safhaya gireceği algısı oluşturulmak isteniyor.
Bu yaklaşım, hem halk nezdinde devletin güvenlik ajandasını güçlü biçimde hatırlatmayı hedefliyor hem de diplomatik platformlarda Türkiye’nin hem üzerine düşen sorumluluğu hem de kararlı duruşu vurgulamasını amaçlıyor.
