Gergedan Evriminin Moleküler Haritası Yeniden Çizildi

Gergedan Evriminin Moleküler Haritası Yeniden Çizildi

Gergedan dişi minerali üzerinden elde edilen 20 milyon yıllık protein dizileri, türlerin ayrılma zamanını yeniden belirliyor ve evrim ağacını güncelliyor.

Antik Gergedan Dişiyle Evrim Anlaşıldı: Aile Ağacı Yeniden Yazılıyor

Paleoproteomik alanında çığır açan yeni bir araştırma, Kanada’nın High Arctic bölgesinden çıkarılan yaklaşık 21–24 milyon yaşındaki antik bir gergedan dişinden elde edilen protein dizileri sayesinde gergedan ailesinin evrimine ışık tutuyor.

Yöntem & Bulgular

Araştırmacılar, dişin sert dış tabakası olan mine (enamel) içindeki yedi farklı protein tipine ait kısmi dizileri başarıyla çıkardı (toplam 251 amino asit) . Bu veriler, moleküler saat çalışmalarıyla, Elasmotheriinae (uzun boynuzlu türler) ve Rhinocerotinae (modern gergedan türleri) arasında erken Oligosen döneminden (yaklaşık 34–22 milyon yıl önce) gerçekleşen bir ayrılmayı doğruladı.

Evrimsel Etki

Bu analiz, gergedanların kökenini yeniden şekillendirerek; daha önce Eosen–Oligosen dönemi (41–25 milyon yıl öncesi) olarak tahmin edilen ayrım zamanını netleştirdi. Ayrıca, 20 milyon yıl öncesine kadar moleküler veriye dayalı evrim bilgisi sağlayabilen ilk bulgu olması bakımından büyük önem taşıyor.

Bilim Dünyasında Ne Değişiyor?

  • Proteomikler, antik canlıları DNA olmadan inceleyebilme kapasitesini dramatik biçimde genişletti .

  • Bu yöntemle pek çok memeli üzerinde, hatta potansiyel olarak dinozorlarda bile moleküler analiz yapılabilecek düzeye geldi .

  • Geleneksel fosil kayıtları ile moleküler saat bilgilerinin birleştirilmesi, evrim ağacının yeniden yorumlanmasına kapı aralıyor.

Değerlendirme

20 milyon yıllık bir gergedan dişinden çıkarılan proteinlerin analiz edilmesi, sadece paleontoloji değil, evrimsel biyoloji açısından da tarihi bir dönüm noktası niteliğinde. DNA gibi kolay bozunan genetik materyallerin aksine, mine proteinlerinin bu denli uzun süre korunabiliyor olması, bilim insanlarına geçmişe dair yepyeni bir pencere açıyor. Bu çalışma, türlerin ayrışma zamanlarını daha hassas biçimde saptamayı mümkün kılarken, aynı zamanda moleküler evrim yöntemlerinin fosil biliminde nasıl devrim yarattığını da gösteriyor. Antik proteinlerle evrim ağacının yeniden çizilmesi, gelecekte soyu tükenmiş pek çok tür için benzer atılım beklentisini güçlendiriyor.

Paylaş:

Kategorisinden

0 0 votes
İçeriği Değerlendir
Abone Ol
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments