NASA’nın Artemis III görevi 2027’de Ay’a inerek 4.3 milyar yıl önceki dev asteroid çarpışmasının bıraktığı gizemi çözebilir. Ay’ın iç yapısı yeniden incelenecek
AY’IN 4 MİLYAR YILLIK SIRRI: NASA, ARTEMİS III İLE KOZMİK GİZEMİ ÇÖZMEYE HAZIRLANIYOR
Uzay meraklıları için nefes kesici bir dönemden geçiyoruz. Yarım asrı aşkın süredir ilk kez insanlı Ay seferlerine hazırlanan NASA, Artemis programıyla sadece bir geri dönüş değil, aynı zamanda evreni anlama biçimimizi kökten değiştirebilecek bilimsel bir sıçrama vaat ediyor. Programın zirve noktalarından biri olan Artemis III görevi, 2027 yılında astronotları Ay yüzeyine indirdiğinde, gezegenimizin en yakın komşusunun 4.3 milyar yıl önceki bir sırrını ortaya çıkarabilir.
Büyük Çarpışmanın Gölgesi
Peki, bahsi geçen bu dört milyar yıllık sır nedir? Cevap, Ay’ın yüzeyindeki çarpıcı farklılıklarda saklı. Eğer Ay’a dikkatli bakarsanız, Dünya’ya bakan yakın tarafının nispeten pürüzsüz olduğunu, ancak uzak tarafının dev kraterlerle kaplı olduğunu görürsünüz. Bilim insanları uzun süredir bu jeolojik farklılığın nedenini merak ediyordu.
Yakın zamanda University of Arizona tarafından yürütülen ve Nature dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, bu gizeme net bir yanıt sunuyor: 4.3 milyar yıl önce Ay’a çarpan devasa bir asteroid!
Bu kozmik mermi, Ay’ın jeolojik yapısını tamamen yeniden şekillendirdi. Yeni araştırmaya göre, bu asteroidin Ay’a kuzeyden çarptığı ve yüzeyin derinliklerindeki katmanları dışarı attığı düşünülüyor. Çarpışmanın yarattığı iz, Ay’ın en büyük ve en derin havzası olan Güney Kutbu-Aitken Çarpışma Havzası’dır (South Pole-Aitken impact basin).
Bu çarpışma, Ay’ın iç yapısının derinliklerinden gelen materyali yüzeye saçarak yakın ve uzak taraflar arasındaki asimetrinin temelini attı. Bu teori, Ay’ın neden tek bir tarafının düz, diğerinin ise engebeli olduğunu açıklayan en güçlü kanıt olarak öne sürülüyor.

Artemis III’ün Kritik İniş Noktası
İşte bu noktada Artemis III’ün önemi katlanarak artıyor. Görev, astronotları Ay’ın daha önce keşfedilmemiş güney kutbu bölgesine indirecek. University of Arizona’dan gezegen bilimcisi Jeff Andrews-Hanna’nın belirttiği gibi, iniş bölgesi büyük olasılıkla bu devasa çarpışma havzasının “aşağı menzil” kenarı olacak.
Bu kenar, tam da Ay’ın derinliklerinden fırlatılan materyalin, yani yüzeye saçılan iç katman parçalarının en çok biriktiği yer olarak görülüyor. Andrews-Hanna, bu durumun Ay’ın en eski ve en büyük çarpışma havzasını incelemek için en ideal yer olduğunu vurguluyor.
KREEP’i Analiz Etmek: Erken Evrime Işık Tutmak
Artemis astronotları, sadece devasa krateri değil, aynı zamanda çok özel bir kaya örneğini de analiz edecekler: KREEP.
KREEP, “Potasyum (Potassium), Nadir Toprak Elementleri (Rare Earth Elements) ve Fosfor (Phosphorous)” kelimelerinin kısaltmasından oluşuyor ve Ay’ın yüzeyini kaplayan nadir bir kaya türünü tanımlıyor. Bu elementlerin bir araya gelmesi, Ay’ın erken dönemdeki oluşum süreçlerine dair benzersiz kimyasal ipuçları taşıyor.
Astronotlar, Ay yüzeyinden KREEP örneklerini Dünya’ya getirecek ve bu numuneler, gezegen bilimcilerin 4 milyar yıl önceki Ay’ın iç yapısı ve evrimi hakkındaki anlayışını derinleştirecek. Andrews-Hanna, bu numunelerin Ay’ın erken evrimi hakkında, daha önce düşünülenlerden çok daha fazlasını ortaya çıkarabileceğini belirtiyor.
Artemis III, insanlığın uzaydaki bir sonraki büyük adımı olmanın ötesinde, kozmik tarihin derinliklerindeki bir perdeyi aralamak üzere yola çıkıyor. 2027 yılı, Ay’ın sırlarının çözüldüğü ve evren bilgimizin yeniden yazıldığı yıl olabilir.