Türkiye, COP-31 ev sahipliği yarışında adaylıktan çekilmeyi reddediyor. İklim zirvesinde ev sahipliği krizi büyüyor, müzakereler sürüyor.
Türkiye ve Avustralya arasında COP-31 gerilimi
İklim değişikliğiyle mücadelede en kritik toplantılardan biri olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP-31) için ev sahipliği yarışı giderek daha büyük bir diplomatik krize dönüşüyor.
Avustralya’nın güçlü bir şekilde aday olduğu COP-31 ev sahipliği sürecinde Türkiye, rakip ülkenin lehine yapılan baskıları kabul etmiyor. Bölgesel bloklardan büyük destek alan Avustralya’nın öne çıkmasına rağmen Ankara, adaylıktan çekilmeye yanaşmıyor. Bu durum, zirvenin hangi ülkede yapılacağının belirsizliğini artırıyor.
Diplomasi kulislerinde, Avustralya’nın “bölgesel mutabakat” söylemini öne sürdüğü, ancak Türkiye’nin bu yaklaşımı uluslararası dengeler açısından adaletsiz bulduğu belirtiliyor. Ankara, küresel iklim müzakerelerinde Türkiye’nin daha aktif bir rol alması gerektiğini savunarak yarıştan çekilmemekte kararlı görünüyor.

Uzmanlara göre bu kriz, sadece ev sahipliği meselesi değil, aynı zamanda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki iklim politikaları dengesi açısından da önemli bir test niteliği taşıyor. Eğer taraflar arasında bir uzlaşı sağlanamazsa, COP-31’in ev sahibi açıklamasında ciddi bir gecikme yaşanabileceği ifade ediliyor.
COP-31’in ev sahipliğini üstlenecek ülke, sadece iklim diplomasisinin merkezi olmayacak; aynı zamanda küresel ölçekte siyasi prestij ve ekonomik fayda da elde edecek. Bu nedenle Türkiye’nin geri adım atmaması, konunun jeopolitik önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.