Toprak Suya Hasret: Türkiye’nin Sonbahar Yağış Karnesi Zayıf!
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün son yayınladığı veriler, iklim değişikliğinin etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. 2025 yılı sonbahar mevsimi, Türkiye genelinde beklentilerin altında kalarak “kuraklık” sinyalleri verdi. Uzun yıllar ortalamasına (1991-2020) kıyasla yağışlar tam yüzde 18 oranında azaldı. Toprağın en çok suya ihtiyaç duyduğu dönemde gelen bu düşüş, tarımsal üretimden baraj doluluk oranlarına kadar pek çok alanda endişe yaratıyor.
Bölgeler Arasındaki Uçurum: Güneydoğu Alarm Veriyor
Yağış dağılımına bakıldığında Türkiye’nin tam bir “tezatlar ülkesi” olduğu görülüyor. Bir yanda rekor kıran iller varken, diğer yanda tek bir damla yağmura hasret kalan bölgeler mevcut.
-
Güneydoğu Anadolu S.O.S Veriyor: Bölge, bu sonbaharda normalin yüzde 52 altında yağış alarak kuraklığın merkez üssü oldu. Şanlıurfa, yüzde 63’lük azalma ile Türkiye’nin en az yağış alan ili olarak kayıtlara geçti.
-
Ege İstikrarını Korudu: Bölgesel bazda normale en yakın seyreden yer Ege Bölgesi oldu.
-
Marmara ve Karadeniz’de Karışık Tablo: Marmara genelinde yüzde 7’lik bir düşüş olsa da Çanakkale ve Balıkesir, Türkiye genelindeki düşüş eğiliminin aksine son yılların en yüksek yağışlarını aldı. Özellikle Çanakkale’de son 15 yılın en bereketli sonbaharı yaşandı.

Rize Zirvede, Şanlıurfa Kuraklıkta
İstatistiki verilere göre sonbaharın en “ıslak” ili 446 milimetre ile Rize olurken; Şanlıurfa sadece 30,2 milimetre yağışla mevsimi kapattı. Karadeniz’in doğusu gürül gürül akan dereleriyle sevinirken, Güneydoğu’daki çiftçiler ekim dönemi için kara kara düşünmeye başladı.
Barajlar ve Gelecek Beklentileri
Azalan yağışlar sadece toprağı değil, şehirlerin su rezervlerini de tehdit ediyor. İstanbul’da baraj doluluk oranlarının aralık ayı itibarıyla son 10 yılın en düşük seviyelerine (yaklaşık %17) gerilemesi, tasarrufun önemini bir kez daha hatırlatıyor. Uzmanlar, kış mevsiminde beklenen kar ve yağmurun gelmemesi durumunda 2026 yılının su yönetimi açısından zorlu geçebileceği konusunda uyarıyor.
Sonuç olarak; iklim krizi kapımızda değil, artık evimizin içinde. Yağışlardaki bu %18’lik sapma, sadece bir istatistik değil; soframızdaki ekmeğin fiyatından, musluğumuzdan akan suya kadar her şeyi etkileyen kritik bir eşik.